9 Ocak 2012 Pazartesi

Ev Ararken Dikkat Edilecek Husus

Bir semtin, bir sokağın sokak hayvanları sizden kaçmıyor, sevimli sevimli yanınıza yaklaşıyorlarsa o yerde oturun, yaşayın çünkü komşunuz olacak insanlar, güzel insanlardır.

7 Ocak 2012 Cumartesi


 Kadının en büyük silahı dişiliğidir derler ama bence değil. Ha, bir de gözyaşı derler fakat o da değil çünkü öyle kurudan, yaştan korksaydık sırılsıklam âşık olmazdık. Bana göre bir kadının en büyük silahı elektrikli süpürgedir.

Eğer kadın, o anda evde olmaktan mutlu değilse ya da sizin yapmakta olduğunuz şeyden memnun değilse o elektrikli süpürge bütün keyfinizi bozmak için büyük bir tehdit oluşturur. Örneğin bir pazar günü birkaç saat daha fazla uyuyayım diye düşlerken, karınızın erken bir vakitte evi süpürme sesiyle belki de en güzel rüyanızdan şıp diye uyanıverirsiniz. Ama bu davranış bana hiçbir zaman yabancı gelmedi çünkü annem de böyle yapardı. Karımda gördüğüm bu tip davranışları ne zaman böyle genellemeye kalkışsam, hemen annemin davranışlarını da baz alarak, durumun sağlamasını yaparım.

Annem, bana kızgın olduğunda beni uyumaya görsün hemen elektrikli süpürgeyi devreye sokar, uykumu yok ederdi.  Şimdi de sıra sevgili karımda. Belli ki bir erkek olarak bana bu dünyada rahat yüzü yok. Size de tabii. Karınıza, “Kes şunu be kadın, şurada bir pazarımız var zaten, bırak da uyuyalım” üslubunu takınamayacağınıza göre direkt olarak vicdanen kendinizi sorgularsınız. Çünkü kadın için bu büyük bir taktiktir. Nasıl mı? Kadın, siz fazla uyumayın, pazar gününü öldürmeyin, hemen dışarı çıkıp gezelim diye kendine iş yapıyor süsü verip, sizi uyandırmak ister. Siz de karıcığım evi temizliyor, bense yatıyorum, ne pis bir adamım diye saf saf üzülürsünüz. Hâlbuki büyük bir tuzağın içinde olduğunuzu bir türlü anlayamazsınız. İstediğiniz kadar, bu pazar evde brunch havasına girer, gazetelerimi ve totomu yayıp, TV karşında La Liga’yı, Bundesliga’yı izlerim diye planlar yapın. Ohoo beyler, “siz daha uyuyun” pazar gününün programı karınız tarafından çoktan yapılmıştır bile, size kalan ise bu programa uymaktır yalnızca.

Ama işte o sabah, nasıl olduysa bana acayip bir cesaret geldi ve “Hayatım uyumak istiyorum, şu süpürgeyi kapatır mısın lütfen” deyivermiş bulundum. Eyvah dedim, n’aptım ben! Yanlış 1, elektrikli süpürgenin sesini, karınızın vırvırlanmasına tercih etmelisiniz. Bu başladı, “ben de senin gibi çalışıyorum ama evin işlerini de yapıyorum, senin gibi de keyif çatmıyorum” vesaire diye. Ve tabii ki de surat beş karış.

İşte, bence tam da bu noktada aile sağlığı merkezleri gibi “aile saadeti” merkezleri devreye girmelidir. Bu sayede evli çiftler herhangi bir konuda ihtilafa düştüğünde kim haklı, kim haksız aile saadeti merkezlerinde belirlenmeli ve haksız taraf, haksız olduğuna dair ikna edilmeli, iki tarafın da mutluluğu sağlanmalı. Mesela karım haksız çıkarsa, bol bol maç izlerim hayaliyle evlenmeden önce aldığım büyük ekran televizyonumun keyfini gönül rahatlığıyla çıkartırım. Bu merkezlerde daha birçok şey karara bağlanabilir: Pazar günü dışarı çıkılacak mı, çocuğu kreşten kim alacak, televizyonda hangi kanal izlenecek, bayramda ilk kimin ailesi ziyaret edilecek gibi.

Ben hakkıma razıyım kardeşim, böyle bir yer kurulsun, haklıysam haklıyım, haksızsam haksızım, ona göre davranırız değil mi ya? Ee, böyle bir merkez olmayınca da n’oluyor, kadın daima kendini haklı sayıyor ve siz de suçluluk psikolojisi içine girip, karınızın gönlünü almaya çalışıyorsunuz. İşte, ben de “o kapat şunu bir pazarımız var” benzeri çıkışımdan sonra kendimi suçlu hissederek, karımın gönlünü almak için kendimi evi süpürürken buldum. O sırada karım mı n’apıyordu? Dünden bizim için planladığı programı gerçekleştirmek üzere hazırlanıp, makyajını yapıyordu.

Not: Bundan sonra ilk işim elektrikli süpürgeyi bir güzel bozup, paraya da kıyıp, bunun hiç ses çıkarmayanını almak. (Bu sessiz süpürge kesin olarak bu mevzudan muzdarip bir erkek mühendisin icadı olmalı.)
twitter.com/entelektuelmaco